Biliyorum ,çok uzak kaldım sizlerden fazla paylaşımda bulunamadım yine:)

Ama ufak bir kaçamak daha yaptım Yunan adalarına doğru.

Henüz yaz tatiliyle ilgili paylaşımlarımı yapmadan sanırım bu güzel adalarda gördüğüm güzellikleri paylaşacağım.

''Çok mu farklı bizden hemen yanıbaşımızda , karşılarında da bizim güzel tatil bölgelerimiz var ''diyebilirsiniz.

Ama Yunanlılar iyi biliyor turizm işini.

Yemekler güzel, çok tanıdık.

Bizim cacığımız,çoban salatamız,musakkamız,baklavamız,dönerimiz rakımız,bir de kahvemiz ,biraz farklı tatlarla karşımızda!

Ama sunumlar o güzel adalarda olunca çok keyifli oluyor her şey.

Adalar neden bu kadar sevimli?

Çünkü dokusu bozulmamış.Koca koca binalar ,lüks oteller yok buralarda .
Denize kayalıklardan,çakıl taşlardan,beyaz kumlardan giriyorsunuz...

Küçük beyaz evler,genelinde mavi boyalı kapılar,pervazlar,capcanlı rengarenk çiçekler,daracık sokaklar var,yerdeki taş bile adaların hepsinde bir örnek...

Bu güzel atmosferde doğal malzemelerle oluşturulan küçük renkli dükkanlar da bir harika.

Durum böyle olunca her köşeden ne çıkacak diye bakınıyorsunuz etrafınıza...

Her bir kareyi hafızanıza almak istiyorsunuz çünkü.

Adalarda ''basit yaşam'' bu kadar güzel sunulur diye düşünüyorsunuz.

Bu yaz tatil için Bodrum'a gidişimde 25 dk'lık bir feribot yolculuğu ile Kos adasına gitmiştim.

Bu anlattıklarım orada da hissettiriyordu kendini ama, bu ay başında gördüğüm adalar meşhur Santorini-Mykonos-Girit-Patmos olunca Kos sönük kaldı diyebilirim.

Santorini doğal dokusu ile büyüledi beni.Volkanik patlamalar sonucunda oluşan bu adada yerleşim yerden epeyce bir yüksekte !

Buraya teleferikle, otobüslerle çıkabilirsiniz ya da ''ben milyon tane gibi görünen basamakları çıkarım'' diyebilirsiniz,karar sizin!

Biz otobüslerle çıktık.

Çıkınca Oia köyüne gittik önce.Burası çok masalsı geldi bana.

Her yerden bakınca beyaz ve mavi birlikteliğini görüyorsunuz.Denizin laciverti de eklenince muhteşem bir manzara sunuyor size bu şirin köy...
Aynı şekilde Fira köyü de muhteşem bir manzaraya sahip.Buralarda gün batımı bir başka güzel...

Mykonos ise iki koydan oluşuyor ve tepelerde yel değirmenleri var.İkinci koyun başlangıcı olan Venedik evleri de farklı bir manzara sunuyor bize...

Burası çok esintili bir yer ama her yerden harika manzara yakalayabiliyorsunuz.

 Venedik Koyu




Tasarım mağazaları da bir harika.Sanat evleri,galeriler çıkıyor bu küçük beyaz evlerden, şaşırıyorunuz.

Plajları da çok meşhur bu adaların. Ama çok zamanımız olmadığı ve sınırlı saatlere bağlı gezdiğimiz için gidemedik Paradise Beach'e ve diğerlerine.

Ben bu gezi için keşif gezisi diyebilirim,bu adalarda hiç kalmadım sadece bir kaç saat gezip,bir şeyler içip döndüm.
Buralara gelmişken üzümleriyle meşhur Girit'ten şarap,zeytin,zeytinyağı,
Santorini'den de meşhur Santorini şarabı( üzümler toplandıktan sonra zemine temas etmesi sağlanarak bekletiliyormuş ve daha sonra şaraba dönüştürülüyormuş.Zemindeki volkanik tabakanın kokusunu üzümler içine çekince şarabında hafif farklı bir tadı oluyor.) ve sakız likörü almalısınız ....
Kaktüs likörünü de deneyebilirsiniz.

Mutlaka seneye Santorini -Mykonos tatil programı yapmalıyım diyorum çünkü tadı damağımda kaldı:)